Bir söz vardır ya, hedefi olmayan gemiye rüzgar yardım etmezmiş. Aslında bu maçı özetleyen en güzel cümle oldu bu. Oyun kurgusu, sistemsizlik, devamlılık; üç büyük temel sorun.
Milli takıma artık sistem gerekiyor, sistem hocası gerekiyor. Bunu yapabilmek için bazı şeylerden vazgeçeceksiniz. B planı, C planı ile olacak işler değil bunlar. O planları sadece Türkiye'de ki takımlara yutturursun. Avrupada ise koca bir hiçsinizdir.
Belçika maçından önce bizi ilgilendiren ciddi bir sınav daha vardı, Estonya ve Bosna Hersek. Matematiksel olarak devam eden şansımız bu maç bittikten sonra sona erdi. Herkes mücize bekliyordu, ama yanlış. Hatırlayın; Euro 2008 grup eleme maçları, çok kritik bir viraj. Rakip Norveç. Maça handikaplı başlıyoruz ama bir şekilde koparıp 3 puanı alıyoruz. Evimize rahat bir şekilde dönüyoruz. İpler bizim elimizde, rakip yine Bosna Hersek. 1-0 kazanıp finallere gidiyoruz. Eğer mucize istiyorsanız önce mucizeyi hissetmeniz gerek, inanmanız gerek, kıvılcımlanması gerek. Bu sene milli takım bunu başaramadı. Çok basit takımlara puanlar verdi, halbuki değer olarak onların kat kat üstündeydi. Grup maçları başlamadan önce herkes ilk ikiden bahsediyordu. Ama futbolun asla sadece futbol olmadığını unutuyordu bazıları. Tüm bu sonuçlara rağmen elimize bir koz olarak geçmişti Bosna Hersek, yenememiştik. Büyük maçların takımı bu kez başaramamıştı. Mucize iplerini Bosna ellerine vermişti. Bombanın pimi ise çoktan çekilmişti.
Milli takım çok ilginç bir istatistiğe sahip aslında.
2002 Dünya kupası / Dünya Üçüncülüğü
2004 Avrupa Şampiyonası / Katılamadı
2006 Dünya kupası / Katılamadı
2008 Avrupa Şampiyonası / Avrupa Üçüncülüğü
2010 Dünya kuasp / Katılamadı
2012 Avrupa Şampiyonası / (?)
Federasyonun çıkardığı Tam Saha dergisini okuyorum, Frank Rijkaard röportajı var. Türk futbolunu şu cümlesi çok iyi açıklıyor aslında; "Herşeyden birer tane var ancak hiç birşeyden tam yok." Bunu söylerken devamlılığıda göz önünde bulundurmuştu aslında. Yani türk futbolcularda devamlılık yok. Bunun temelleri ise alt yapıda yetişiyor. Oyuncular mentalite olarak daha bilinçli hazırlanmalı, herşeyden birşey kapmalı. Kulüpler alt yapılara önem vermeli. Nesnel bir gözle baktığınızda türk milli takımında çok eksikler var. Başta forvet hattı; Nihat Kahveci, Euro 2008'de iki gol kaydetti, ancak oyun olarak 0'dı. Performansı Beşiktaş'a transfer olduktan sonra konuşulmaya başlandı. Güzide medya bir işe yaradı sonunda. Nihat tek forvetli dizilişte oynayamaz.
Kaliteli bir forvet var aslında, Fatih Tekke. Nerde, ne yapıyor haber alamıyoruz. Duyduğumuza göre Rusya'nın Zenit takımında oynuyormuş. Trabzonspor'un efsane isimlerinden biri. Ancak Fatih Terim'in ego sorunları yüzünden milli takıma çağırılmıyor. Altyapı olarak bir tek Sercan görünüyor. Bana sorarsanız milli takımda banko oynayacak bir futbolcu Sercan. Oyun sistemimi tamamen onun üzerine kurardım. Yalancı koşuları çok iyi yapabilen ve golü koklayabilen bir forvet. Beslediğiniz taktirde sizede yeminizi verir.
------------- Volkan ------------
Gökhan - Önder - Servet - Hakan
-------- Ayhan --- Nuri ----------
Hamit ------------------- Tuncay
--------- Ceyhun ----------------
------------------- Nihat ---------
Kadroya baktığınız zaman hücum anlamında 0 olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Nihat ileride top tutabilen bir forvet mi ? Hayır. Ceyhun ahım şahım işler yapıp, müthiş paslar atıp forveti pozisyona sokabilen bir oyuncu mu ? Hayır. Solda Tuncay gününde olmadığı zaman çok etkili bir oyuncu mu ? Hayır. Ayhan ise daha çok düz oynamayı seven, hani derler ya "Al gülüm, ver gülüm" yapan bir futbolcu. Bu sene çok iyi maçlar çıkaran Gökhan ise savunmasında çok büyük boşluklar bıraktı. Maçın genelinde en beğendiğim isim ise Nuri Şahin'di. Oyunu kanatlara açan ve pas trağini iyi ayarlayabilen bir oyuncu. En önemlisi topu ayağına yakıştırıyor. Bir diğeri ise Hamit. Bu iki halka takımda pozitif futbol oynamaya çalışan adamlardı. Volkan'da iyiler arasında gösterilebilir. Diğerleri kafa olarak zaten maçı bitirmişti.
Birde maç sonrası var, A Milli Futbol Takımı'nı taşıyan otobüs, Brüksel'de kamp yaptığı otele giriş yaparken gurbetçilerin yoğun protestosu altında kaldı. Taraftarlar, Milli Takım ve Fatih Terim'in aleyhine tezahüratlar yapıldı. Duyunca bayağı şaşırdım, bu tepki gerçekten ilginç olmuş. Madem alınacak bir skorla takımı protesto edebilecek potansiyel ruhuna sahipsin, gitme o zaman maça kardeşim. Bunun böyle olacağını kestiremedin mi, bu tip olaylar ise yalnızca futbolumuza değil, Türk taraftar profilimizede zarar veriyor...
Fatih Terim veda ediyor...
Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim, 2-0'lık Belçika yenilgisi sonrası yaptığı açıklamada, "Bursa'daki Ermenistan karşılaşması veda maçım olacak" dedi. Maç sonrası basın toplantısından. 2008'den sonra yapamadığını şimdi yapıyor Fatih Terim. Keşke o zaman bıraksaydı diyorum. Çünkü hazır kıta isimler takımlarının başlarındaydı. Kaliteli yabancı bir hocayla anlaşılıp, takım ona emanet edilebilirdi. Hemde bolca vakti olurdu. Sistem üzerinde durulabilirdi. Şimdi tek bir korkum var, milli takımın başına gelebilecek isimler; Ersun Yanal, Bülent Uygun, Mustafa Denizli, Ertuğrul Sağlam vs. Federasyon yerli hoca konusunda tutumlu davranmaya devam ederse Türk milli takımı Dünya gözündeki yerini kaybedebilir.
Genel olarak baktığımızda Türk milli takımında Hakan Şükür'den sonra kaliteli bir forvet daha yetiştirilememiş, önemsenmemiş, gerek duyulmamış. Bugün sahaya çıkan 11'e baktığınızda, çoğu oyuncunun gurbetçi olduğunu görebilirsiniz. Bu çok çok vahim bir durumdur. Tüm kulüpler kendisine çeki düzen vermeli. Madem büyük paralar harcanarak futbolcular transfer edilmeyecek, sende alt yapıya yönel kardeşim. Oyuncu yetiştir, yetenek ara, scout ekibi kur. Bunları yapamıyorsan yapabilecek adamlara teslim et. İnsanın düşünme yeteneği vardır, bu yetenek onun gelişimine yardımcı olur. İnsan mitolojisini incelediğinizde insanlar dönem dönem kendini nasıl geliştirmiş görebilirsiniz. Benim ricam bu düşünce yeteğini birazda Türk futboluna harcamalarıdır.
1 response to "Sistemsizlik ve Motivasyon: Belçika 2-0 Türkiye"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
öncelikle hayırlı olsun dostum çok önceden açman gerekiyodu senin bu blogu iyi bir takipçin olacağımdan şüphen olmasın yine döktürmüşsün eline sağlık